esaslı şekilde öğretmek ne demek?
- Ground
ground
- Karaya oturmak; karaya oturtmak.
- Dışarı çıkartmamak.
- Gerekçe, sebep, neden.
- Yer, zemin
- Toprak
- Yeryüzü
- Meydan, saha, arsa
- Mesafe, yer
- Denizin dibi, dip
- Mebde, prensip
esaslı
- Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru
- Köklü, etkili, güzel bir biçimde, doğru olarak.
- Real.
- True.
- Fundamental.
- Main.
- Based.
- Founded.
- Principal.
- Basic.
esaslı menfaat sahibi
- Bk. ana çıkar iyesi
şekil
- Biçim
- Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim.
- Davranış biçimi, tutum, yol, tarz.
- Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
- Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi.
- Olma biçimi, durum, hâl.
- Anlatım biçimi
- Biçim.
- Bk. biçim
- Form.
öğretmek
- Bir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak
- Yetenek kazandırmak.
- Bilinmeyen bir konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak
- Teach.
- Instruct.
- Show.
- Enlighten.
- Indoctrinate.
- Initiate.
- Introduce.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
esaslıesaslı menfaat sahibiesaslı neticeesaslı olmayanesaslı yemek maddelerinden biriesaslıca incelemekesaslandırmaesaslandırmakesaslanmaesaslanmakesaslaresasesas alınan noktaesas alınan yükseklikesas antenesas belirtişekilden ibaretşekildeşşekildeşlikşekildaşşekildaşlıkşekilşekil açıklamasışekil almakşekil bilgisişekil bilimişekibşekibaşekibeşekşekavetşekayıkşekelşeker