esas ne demek?
- Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel.
- Bir iş veya sözde doğru biçim.
- Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi.
- Bk. temel
- Bk. temellendirim
- Temel. Kök. Rükün. şart. Hakikat ve mahiyetler.
Main.
Principal.
Fundamental.
Basic.
Original.
Master.
Ultimate.
Authentic.
Basal.
Broad.
Central.
Constitutive.
Elemental.
Guiding.
Intrinsic.
Parent.
Pivotal.
Staple.
Underlying.
Foundation.
The merits.
Beginnings.
Principle.
Base.
Basis.
Extract.
Cardinal.
Cornerstone.
Essence.
Essential.
Footing.
Ground.
Groundwork.
Kernel.
Mother.
Nucleus.
Soul.
True state.
Real.
Bottom.
Source.
The true state of a thing.
The essence.
The fundamental principle.
The essentials.
Fundament.
Origin.
Body.
Institute.
Standard.
Keynote.
Matter.
Head.
Point.
Pith.
Staple position.
temel
- Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
- Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur.
- En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz
- Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
- Bir nota için kaynak alınabilecek en pes perdeli ses.
- (Genel anlamda) Bir şeyin üzerindetemellendiği, kurulduğu şey (bir evintemeli, bir kurumuntemeli vb.).
- Tinsel nitelikte bir şeyin varsaydığı ve kendisine dayandığı ilke. (Ma tematiğintemeli, hukukuntemeli, eğitimintemeli, ahlâkıntemeli vb. Ahlâkıntemeli, bir ahlâk öğretisinde, ahlaksal doğruların kendisinden çıkarıldığı ilkedir; (ör. Epikuros'un ahlâk felsefesinde bu ilke haz'dır).
- Bütün bir bilgiler bağlamının kendisinden çıkarılabildiği en genel ve en yalın önerme; en genel önermelerden ve en genel düşüncelerden kurulmuş bir dizge. (Ör. Tümevarımıntemeli, kendisinden biçimsel olarak olaylardan yasalara geçme hakkının çıkarılabileceği bir ilkedir.)
- Bir şeyin gelişimi için ilk ögeler.
- En önemli, belli başlı, ana, esas.
esas alınan nokta
Datum point.
esas alınan yükseklik
Datum line.