dara getirmek ne demek?
- Aceleye getirmek.
- Sıkışık durumundan ve zaman darlığından faydalanarak birisini aldatmak
dara gelmek
- Aceleye gelmek
- Sıkışmak, parasız kalmak
- Mecbur olmak
dara
- Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı.
- Bu kabın ağırlığına karşılık olarak terazinin öbür kefesine konulan ağırlık, abra.
- İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı.
- Bir malın net ve brüt ağırlıkları arasındaki fark.
- Bk. boş ağırlık
- Malzemenin net kütlesini tayin etmek amacıyla tartımı alınan paket veya kabın kütlesi.
- Kabın kütlesini yok saymak için analitik kimyada kullanılan kütle.
- eski fars hükümdarlarından dokuzuncusu keykubat'ın bir ismi.
- Hükümdar.
- Tanrı adlarından.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.