dalgasına taş atmak ne demek?
- Işini bozmak, keyfini kaçırmak.
- Argo işini bozmak, keyfini kaçırmak.
dalgasız
- Dalgası olmayan.
- Calm.
- Still.
- Not rough.
dalga
- Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket
- Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem.
- Bir yüzeydeki kıvrım
- Saçların kıvrım genişliği.
- Gizli iş, dalavere
- Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu.
- Dalgınlık.
- Geçici sevgili.
- Geniş su yüzeylerinde rüzgârla oluşan, sırt ve çukur bölümleriyle durgun su yüzünü pürüzlendirip bir salınım devinimiyle birbirini kovuşturarak ilerleyen dizilerden her biri.
- Kendisini zamanca ve uzayca düzenli olarak yineleyen ve bir ortamda değişmeden hızla ilerleyen bir salınım katarı.
taş
- Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde.
- Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
- Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
- Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
- Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher.
- Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
- Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.
- Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.
- Bkz. kayaç.
- Kimyasal veya fiziksel özellikleri değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan, sert ve katı madde.
atmak
- Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak.
- Bir şeyi yere doğru bırakmak.
- Bir kimsenin ilişiğini kesmek.
- Koymak
- Rastgele bir kenara koymak.
- Uzatmak.
- Bir yerden başka bir yere taşımak.
- Sille, tokat vurmak.
- Discard.
- Scut ch.