dalga ne demek?
- Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket
Rıhtıma vuran dalgaların temposu da, içimdeki ölçüye uyuyor.
H. Taner - Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem.
- Bir yüzeydeki kıvrım
Geniş dalgalarla uzanıp giden ovaların yüzünde ne bir köy görünüyor ne de ufacık olsun bir ağaç.
M. Ş. Esendal - Saçların kıvrım genişliği.
- Gizli iş, dalavere
Film çevirme dalgasıyla para kazanıyorlardı.
S. F. Abasıyanık - Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu.
- Dalgınlık.
- Geçici sevgili.
- Geniş su yüzeylerinde rüzgârla oluşan, sırt ve çukur bölümleriyle durgun su yüzünü pürüzlendirip bir salınım devinimiyle birbirini kovuşturarak ilerleyen dizilerden her biri.
- Kendisini zamanca ve uzayca düzenli olarak yineleyen ve bir ortamda değişmeden hızla ilerleyen bir salınım katarı.
- Bir ortamda ya da uzayda, parçacıkların esnek kıpırdanmalarına yol açan dönemsel olay ya da sıcaklık, basınç, elektromıknatıs alan gücü, elektrik gücü gibi fiziksel niceliklerde dönemsel değişiklik.
- Yeğinliği, genliği yer ile zamana göre düzenli biçimde yinelenerek değişen işlev ya da nicelik.
- Yeğinliği, genliği yer ile zamana göre düzenli biçimde yinelenerek değişen işlev ya da nicelik.
- 1. denizin yel esince oynayıp kabarması. 2. denizde hareketli su kütlesi.
Wave.
Undulation.
Crimp.
Thingumabob.
Thingumajig.
Thingummy.
Beam.
Gadget.
Trick.
Intrigue.
Jigger.
Affair.
Sweetie.
Band.
Swell.
Hidden catch.
Billow.
Surge.
Oscillation.
Corrugation.
Absent-mindedness.
Love affair.
Upsurge.
Welle,Schwingung Dgr.: Jap.had
Welle,Schwingung Dgr.: Jap.hadô Fiziksel
Welle
Vague
Onde
dalga almaçı
Coherer.
dalga analizörü
- Bk. dalga çözümleci