taş atıp kolu yorulmamak ne demek?
- Bir kazancı hiç yorulmadan sağlamak
Taş atıp kolunuz yorulmadan üstüne konduğunuz paranın nasıl kazanıldığını bir yazarsak görürsünüz.
Halide Edip Adıvar
taş
- Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde.
- Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş.
- Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
- Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme
- Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher.
- Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri.
- Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde.
- Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça.
- Bkz. kayaç.
- Kimyasal veya fiziksel özellikleri değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan, sert ve katı madde.
taş akıntısı
- Fiziksel yolla parçalanan irili ufaklı taşların, sarp yamaçlarda, yerçekiminin etkisiyle kayması, bkz. döküntü, döküntü yelpazesi.
- Rock fall.
- Coulée de pierre
atp
- Bk. adenozin trifosfat
- Adenozin trifosfat.
- Adenozin trifosfat.
- Adenosine triphosphate, ATP.
- Adenosine triphosphate.
kol
- İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm.
- Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü.
- Giysinin kolu saran bölümü
- Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal.
- Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça.
- Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü.
- Bir koltukta, bir divanda kol dayamaya yarayan parça.
- Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, branş.
- Eski alıcı ve göstericilerde, aygıtı çalıştırmak için elle döndürülen, alıcı ya da göstericinin düzeneğini devindiren sap.
- Foreleg.