dağınıklık içinde olmak ne demek?
- Be in disarray.
be
- Berilyum elementinin simgesi.
- Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu.
- "Ey, hey, yahu" anlamlarında bir seslenme sözü
- Been.
- Goddamn.
- Onside.
- Underarm.
- To make the action of a verb particular or definite; as, beget ; beset.
- Spend or use time; 'I may be an hour' work in a specific place, with a specific subject, or in a specific function; 'He is a herpetologist'; 'She is our resident philosopher' have the quality of being; ; 'John is rich'; 'This is not a good answer' have life, be alive; 'Our great leader is no more'; 'My grandfather lived until the end of war' be identical to; be someone or something; 'The president of the company is John Smith'; 'This is my house' occupy a certain position or area; be somewhere; 'Where is my umbrella?' 'The toolshed is in the back'; 'What is behind this behavior?' to remain unmolested, undisturbed, or uninterrupted -- used only in infinitive form; 'let her be' happen, occur, take place; 'I lost my wallet; this was during the visit to my parents' house'; 'There were two hundred people at his funeral'; 'There was a lot of noise in the kitchen'.
- The two-character ISO 3166 country code for BELGIUM.
dağınıklık
- Dağınık olma durumu.
- Muddle.
- Untidiness.
- Disorder.
- Mess.
- Disorganization.
- Mussiness.
dağınık
- Geniş bir alana yayılmış olan.
- Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız.
- Düzeni bozuk, düzensiz, karışık
- Hoş görünmeyen, uyumsuz
- Düşüncelerini toparlayamayan.
- Scattered.
- Dispersed.
- Untidy.
- Out of trim.
- Messy.
içinde
- Süresince, zarfında
- Ortamında
- ... ile dolu bir biçimde.
- Included.
- Inside of.
- Within.
- Inly.
- Therein.
- Inside.
- Among.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.