dümdüz gitmek ne demek?
Follow one's nose.
follow
- Sürdürmek, sonra gelmek
- Dolayı olmak
- Arkasından yetişmeye çalışmak
- Örnek almak
- Sonucu olmak, anlaşılmak, çıkmak
- Takip, izleme
- Dinlemek
- Takip etmek, izlemek
- Mesleğinde çalışmak
- Kovalamak, peşini bırakmamak
dümdüz etmek
- (bir yeri) yıkmak, yerle bir etmek.
Flatten, bash in.
dümdüz
- Çok düz
- Sade, basit
- Bilgisi, görgüsü çok dar bir sınır içinde kalan (kimse).
Straight.
Absolutely straight.
Quite smooth.
Plane.
Satin.
As the crow flies.
Very straight.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
Take one's way.
Go away.