dümdüz ne demek?
- Çok düz
Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş.
Y. K. Beyatlı - Sade, basit
Yirmi iki senelik dümdüz bir hayat.
A. Gündüz - Bilgisi, görgüsü çok dar bir sınır içinde kalan (kimse).
- Straight.
- Absolutely straight.
- Quite smooth.
- Plane.
- Satin.
- As the crow flies.
- Very straight.
- Very smooth.
- Straight ahead.
- As straight as a line.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
dümdüz etmek
- (bir yeri) yıkmak, yerle bir etmek.
- Flatten, bash in.
dümdüz gitmek
- Follow one's nose.