boğum noktası ne demek?
- Nodal point.
nodal
- Yumru ile ilgili
- Düğümle ilgili
- Pertaining to nodes (small lumps, protrusions).
- Düğüme ait
- Düğüm, boğum
boğum
- Bkz. düğüm, gangliyon
- Boğulmuş, sıkılmış yer
- Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü.
- İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer.
- Durağan dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalar.
- Yaprakların gövde üzerinde bağlı oldukları yer. Nodyum.
- Node.
- Articulation.
- Joint.
- Knuckle.
boğum boğum
- Çok boğumlu
- Gnarled.
nokta
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek.
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret.
- Yer
- Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- Nöbetçi bulunan yer.
- Nöbetçi, gözcü, bekçi
- Sınır, derece, radde.
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.).
- Uzambilgisinde tanımsız öğelerden biri.
- Belirli bir uzayın koyutlarını gerçekleyen öğelerden her biri.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
boğumboğum boğumboğumlamaboğumlama durağıboğumlama duruşuboğumlama vurgusuboğumlamakboğumlamalı sesboğumlanmaboğumlanma bozukluğuboğuboğucuboğucu dumanboğucu gazboğucu havanoktası noktasınanoktasına virgülüne dokunmadannoktasıznoktasız virgülsüznoktasız yazınoktasalnoktasal fonksiyonnoktasal kafesnoktasal kestirimnoktasal kirliliknoktanokta apartmannokta atışınokta bagnokta boyutu