boğum boğum ne demek?
- Çok boğumlu
Gnarled.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
Galore.
Great.
Handsome.
Infinite.
Like blazes.
Perfectly.
Power of.
Profu.
boğum noktası
Nodal point.
boğum
- Bkz. düğüm, gangliyon
- Boğulmuş, sıkılmış yer
- Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü.
- İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer.
- Durağan dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalar.
- Yaprakların gövde üzerinde bağlı oldukları yer. Nodyum.
Node.
Articulation.
Joint.
Knuckle.
boğum
- Bkz. düğüm, gangliyon
- Boğulmuş, sıkılmış yer
- Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü.
- İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer.
- Durağan dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalar.
- Yaprakların gövde üzerinde bağlı oldukları yer. Nodyum.
Node.
Articulation.
Joint.
Knuckle.