boğum ne demek?
- Boğulmuş, sıkılmış yer
Sağ elinin şehadet parmağının ilk boğumuyla tetiği çekti.
Ö. Seyfettin - Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü.
- İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer.
- Durağan dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalar.
- Yaprakların gövde üzerinde bağlı oldukları yer. Nodyum.
- Bkz. düğüm, gangliyon
- Node.
- Articulation.
- Joint.
- Knuckle.
- Internode.
- Ganglion.
- Node, nodus.
- Knoten
- Noeud
- Nodus: düğüm
boğum boğum
- Çok boğumlu
- Gnarled.
boğum noktası
- Nodal point.