belli ne demek?
- Beli olan
Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?
N. Araz - Bilinmedik bir yanı olmayan, malum
Hâlimiz, vaktimiz sizce belli.
H. R. Gürpınar - Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr
Kıyafetinden söyleyeceği şeyin ciddiyeti belli.
Ö. Seyfettin - Belirli, muayyen
Belli toplumsal evreler ve iktisadi çevrelerdeki şiir biçimi olan aruz ...
S. Birsel - Apparent.
- Clear.
- Certain.
- Specific.
- Particular.
- Known.
- Avowed.
- Broad.
- Conspicuous.
- Explicit.
- Express.
- Given.
- Manifest.
- Noticeable.
- Palpable.
- Patent.
- Perspicuous.
- Precise.
- Prominent.
- Self-evident.
- Shadowless.
- Stated.
- Translucent.
- Unmistakable.
- Upfront.
- Concrete.
- Obvious.
- Evident.
- Definite.
- Visible.
- Broad / adj.
- Notable.
- Signal.
beli
- Evet.
- Hayhay.
- Bleat, baa.
belli aralıklarla
- At regular intervals.
belli aralıklarla gerçekleşen
- Periodical.