baygın düşmek ne demek?
- Çok yorulmak.
- To be dog-tired.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
baygın
- Bayılmış, kendinden geçmiş
- Süzgün.
- Gönül vermiş.
- İnsanı kendinden geçirir gibi olan
- Yığılmış, dökülmüş
- Unconscious.
- Insensible.
- Senseless.
- Languorous.
- Faint.
baygın baygın
- Süzgün süzgün, süzülerek.
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
baygınbaygın baygınbaygın baygın bakmakbaygın gibi uyumabaygın haldebaygınlaşmabaygınlaşmakbaygınlıkbaygınlık geçirmekbaygınlık hissediyorumbayganbaybay colorbay horsebay leafbay roandüşmekdüşmek sukut etmekdüşmek üzere olmakdüşmedüşme alçalmadüşme dengesidüşme eğilimi olandüşme hastalığıdüşmandüşman ağzıdüşman başınadüşman çatlatmakdüşman düşmana gazel okumazdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemek