basın fotoğrafçısı ne demek?
Press photographer, cameraman.
press
- Baskı yapmak.
- Basmak
- Sıkıştırmak, zorlamak, üstüne düşmek, ısrar etmek.
- Zorla hizmete almak
- Askerliğe, özellikle bahriyeye zorla alma
- Basın, basılmış şeyler ve özellikle gazeteler
- Basın mensupları
- Gazete yazısı
- Bahriye hizmetine zorlamak
- Matbaa makinası
basın
- Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat
- Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.
- Düşüncelerin yazı veya resim yoluyla yayılması.
- Uydurma bir kelime olup "matbuat" yerine kullanılır. Gazete, mecmua gibi belli zamanlarda çıkan matbuatın hepsi.
The fourth estate.
Press.
Newspapers.
Fourth estate.
- Leğen; kase; yalak; havza, havuz; kara ile çevrili liman, koy
basın ahlak yasası
- Basının itibarını ve hürriyetini sağlayan kontrol sistemi.
Press code.
fotoğrafçı
- Fotoğraf çeken veya basan kimse.
- Fotoğrafhane.
- Bk. alıcı yönetmeni
- İşliklerde çalışma fotoğrafı, oyuncu fotoğrafı ya da filmlerde, televizyon izlencelerinde kullanılacak fotoğrafları çekmekle görevli kimse.
Cameraman.
Photographer's shop.
Photographer.
Photographer, still ph-tographer (man, cameraman).
Fotograf, Standfotograf, Stillbildfotograf, Lichtbildner
Photographe (de plateau, de production)