basın dünyası ne demek?
- Görsel ve yazılı basın organları ile burada görevlilerin tümü, medya camiası.
- Newspaperdom.
basın
- Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat
- Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.
- Düşüncelerin yazı veya resim yoluyla yayılması.
- Uydurma bir kelime olup "matbuat" yerine kullanılır. Gazete, mecmua gibi belli zamanlarda çıkan matbuatın hepsi.
- The fourth estate.
- Press.
- Newspapers.
- Fourth estate.
- Leğen; kase; yalak; havza, havuz; kara ile çevrili liman, koy
basın ahlak yasası
- Basının itibarını ve hürriyetini sağlayan kontrol sistemi.
- Press code.
dünya
- Dış, çevre, ortam
- İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu.
- Meslek veya iş birliği içinde bulunma, camia.
- El gün, herkes.
- Duygu, düşünce ve hayal âlemi
- Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun
- 1-a. Birbiriyle yasal bağlantısı olan, bir düzenle belirlenmiş tek tek şeylerin ve olayların bütünü. (Ör. öbürdünya-budünya, duyulurdünya-düşünülürdünya, dışdünya-içdünya, görüngülerdünyası - kendinde şeylerdünyası; gelip geçicidünya- idelerdünyası.) b. Aynı yasalara ve aynı düzene bağlı olan nesnelerin, varlıkların oluşturduğu bütün. (Ör. Bitkilerdünyası, hayvanlardünyası vb.) 2- Üzerinde yaşadığımız yeryüzü gezegeni. 3- İnsan varoluşunun içinde yer aldığı çevre. 4- Bilincin bağlılaşık kavramı; bilincin dışında kalan nesnelerin oluşturduğu bütün (nesnelerdünyası).
- yeryüzü
- (Müz: Edna) (Denaet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı.
- World.