fotoğrafçı ne demek?
- Fotoğraf çeken veya basan kimse.
- Fotoğrafhane.
- Bk. alıcı yönetmeni
- İşliklerde çalışma fotoğrafı, oyuncu fotoğrafı ya da filmlerde, televizyon izlencelerinde kullanılacak fotoğrafları çekmekle görevli kimse.
- Cameraman.
- Photographer's shop.
- Photographer.
- Photographer, still ph-tographer (man, cameraman).
- Fotograf, Standfotograf, Stillbildfotograf, Lichtbildner
- Photographe (de plateau, de production)
alıcı yönetmeni
- Alıcıyı doğrudan doğruya çalıştıran ve yöneten, alıcı hareketlerini gerçekleştiren, görüntülerin filme alınmasını sağlayan kimse, kameraman, çekimci.
- Televizyon alıcısını doğrudan çalıştıran kimse, kameraman.
- Alıcıyı doğrudan doğruya çalıştıran ve yöneten, alıcı devinimlerini gerçekleştiren, görüntülerin film üzerine saptanmasını sağlayan kimse. TV
- Televizyon alıcısını doğrudan doğruya çalıştıran kimse.
- Cameraman, film cameraman,, operator, camera operator, cinematographer, 2, cameraman, television cameraman.
- Cameraman.
- Operator.
- Kameramann, Operateur, Aufnahmeoperateur,-Kameraleute,
- Kameramann, Fernsehkameramann
- Opérateur (de prise de vues), caméraman, premier caméraman, cadreur, caméraman-cadreur,
fotoğrafçılık
- Fotoğraf çekme yöntemi.
- Fotoğrafçının mesleği.
- Olay yeri ile olay yerinde bulunan bulgu ve delillerin konumunu göstermek, gerektiğinde olay yerinin yeniden oluşturulmasında kullanılmak üzere belirli kurallar çerçevesinde yapılan olay yeri çalışması.
- Fotoğraf elde etmek için yapılan çalışmaların tümü; fotoğrafçının işi.
- The work of a photographer.
- Photography.
- Fotografie, Lichtbildaufnahme
- Photographie
fotoğraf
- Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi.
- Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan resim, foto
- Fotoğraf aygıtıyla elde edilen resim; bir film görünçlüğünün, bir film çalışmasının ya da bir oyuncunun,fotoğraf aygıtıyla saptanmış resmi
- Bir filmdeki resimlerden çıkarılanfotoğraf, filmfotoğrafı
- Görüntülükte devinimsiz bir görüntü sağlamak için kullanılan bir dizi özdeş resim.
- Photo.
- Photograph.
- Shot.
- Picture.
- Snap.