baş vurmak ne demek?
- Appeal
appeal
- İstida etmek
- Hitap etmek
- Yalvarmak
- Başvurmak, müracaat etmek
- Münacat, yalvarış, yakarış
- Cazibe, çekicilik
- Daha yüksek bir makama baş vurma
- Temyiz, davayı daha yüksek bir mahkemeye devretme.
- Rica etmek, istirham etmek
- Yardım talebinde bulunmak
baş ve omuzlar
- Hisse senedi piyasasında uygulanan teknik analizde kullanılan fiyatların insan omuzu gibi düz bir seyir izlerken aniden yükselip tekrar omuz hizasına düştüğünü gösteren şekil.
- Head and shoulders.
baş ve son
- The alpha and omega.
vurmak
- Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak.
- Ses çıkarmak için, bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak
- Etkisi bir yere kadar uzanmak, sokulmak, girmek, duyulmak, yansımak, aksetmek
- Hızla değmek, çarpmak.
- Sürmek.
- Takmak, koymak
- Bağlama, ilişkilendirmek
- Olduğundan başka biçimde görünmek.
- Bang.
- Beat.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
baş ve omuzlarbaş ve sonbaş vektörbaş vergisibaş vermekbaşbaş ağır gerek, kulak sağırbaş ağrım var.baş ağrısıbaş ağrısı olmakbaş ağrıtmakbaş akçabaş aktörbaş aktrisbaş alamamakvurmakvurmavurma bileşiğivurma çalgıvurma sesivurma zamanivurvur abalıyavur abalıya tutumuvur aşağı tut yukarıvur dediyse öldür demedi