vurma ne demek?
- Vurmak işi.
O adi herife vurmana içerlemiş de değilim.
Ahmet Ümit - Bir iç yanmalı makinede sıkıştırılmış yakıt ve hava karışımının, yüksek basınçta ani patlaması.
Beat.
Bump.
Percussion.
Impingement.
Knock.
Swat.
Strike.
Impulse.
Stroke.
Slam.
Slap.
Blow.
Blowing.
Beating.
Jamming.
Knocking.
Lash.
Dash.
Splash.
Impulsion.
Pulsation.
Shock.
Thrust.
Emulsification.
Hammering.
Pushing.
Coining.
Impact.
Coup
vurmak
- Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak.
- Ses çıkarmak için, bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak
- Etkisi bir yere kadar uzanmak, sokulmak, girmek, duyulmak, yansımak, aksetmek
- Hızla değmek, çarpmak.
- Sürmek.
- Takmak, koymak
- Bağlama, ilişkilendirmek
- Olduğundan başka biçimde görünmek.
Bang.
Beat.
vurma bileşiği
- Benzine eklendiği zaman vuruşu azaltan madde.
vurma çalgı
Percussion instrument