akıntı miktarı ne demek?
Running
running
- Koşu, koşma, kaçakçılık
- Koşuş
- Koşma
- Akıntı
- Akıntı miktarı
- Koşan
- Koşuya ait
- Sarılgan, sürüngen (bitki)
- Sürekli, devamlı, aralıksız
- Akan
akıntı
- Akma işi.
- Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan
- Eğiklik, eğim, meyil.
- Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı.
- Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum.
- Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması
- Bir sıvı cismin mütemadiyen hareketi, akış.
Stream
Flow.
Current.
akıntı ağı
Drift net.
miktarı
Quantity, amount, proportion, deal, measure, number, portion, quantum, sum, supply, quanta.