akın akın ne demek?
- Arkası kesilmeyen kalabalık öbekler durumunda
Martılar akın akın kayalara dönüyorlar.
S. F. AbasıyanıkYurt dışındakiler akın akın yurda dönmeye başladı.
H. Topuz - Rushing and surging in grounds.
- In crowds
akın bölgesi
- Bir takımın akın yaptığı çemberin altında, dip çizgisiyle orta çizgi arasında kalan alan.
- Front court.
akın eden
- Invasive.
akın
- Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.
- Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum.
- Bir şeyin yoğun bir halde gelişi ya da gidişi
- Kazak-Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad.
- Sayı yapmak üzere karşı takım kalesine doğru genellikle topluca girişilen eylem.
- Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul gibi amaçlarla toplu olarak yapılan baskın.
- Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip.
- Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.
- Çevik hareketlerle düşman üstüne yürüme.
- Ekin, harmandan alınan buğday.