aceleci ne demek?
- Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul
Hakikaten son derece aceleciydi.
Ö. Seyfettin - Hasty.
- Hustler.
- Impatient.
- Slippy.
- Precipitant.
- Rash.
- Precipitate.
- Precipitous.
- Brash.
- Impetuous.
- Headfirst.
- Headforemost.
- Headlong.
- Hothead.
- Hasting person.
- Expeditious.
acelecilik
- Aceleci olma durumu, ivecenlik
- Hastiness.
- Restlessness.
- Rashness.
- Precipitance.
- Unwise or excessive haste.
acele
- Çabuk, çabukluk
- Çabuk davranma gerekliliği
- Hızlı yapılan, tez, ivedi
- Vakit geçirmeden, tez olarak
- Çabuk davranma, ivecenlik.
- Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.
- Hasty.
- Urgent.
- Hurried.
- Hurry-up.