acelecilik ne demek?
- Aceleci olma durumu, ivecenlik
Yaya geçidinin yeşilleri yanınca acınacak bir acelecilikle, karşı kaldırımdakilere doğru atıldık.
N. Cumalı Hastiness.
Restlessness.
Rashness.
Precipitance.
Unwise or excessive haste.
aceleci
- Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul
Hasty.
Hustler.
Impatient.
Slippy.
Precipitant.
Rash.
Precipitate.
Precipitous.
Brash.
acele
- Çabuk, çabukluk
- Çabuk davranma gerekliliği
- Hızlı yapılan, tez, ivedi
- Vakit geçirmeden, tez olarak
- Çabuk davranma, ivecenlik.
- Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.
Hasty.
Urgent.
Hurried.
Hurry-up.