önünden geçmek ne demek?
Fly past.
fly
- Uçmak
- Dalgalanmak
- Atlayarak aşmak, üzerinden atlamak
- Sinek
- (flew, flown) uçmak, havadan geçip gitmek: pek çabuk geçmek, pek çabuk gitmek
- Uçuşmak, havalanmak, savrulmak, saçılmak, atılmak
- Uçuş
- Uçurmak, uçakla gitmek
- (argo) uyanık, haberdar.
- Fermuar veya düğme ile kapatılabilen kısım
önünden
- ...-den biraz önce.
önünde
- Oyun alanının seyirciye en yakın düzeyi.
In front of.
Before.
A) in front of b) before.
In sb's presence.
In the presence of sb.
Below.
Devant
geçmek
- Bir yerden başka bir yere gitmek
- Bir yandan girip diğer yandan çıkmak.
- Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
- Bir duruma uğramak, konu olmak.
- Bırakmak, vazgeçmek.
- Yaşamak.
- Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak
- Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek
- Bk. göstermek
Pass into.