geçmek doldurmak ne demek?
- Turn
turn
- Çark etmek, döndürmek, çevirmek, yöneltmek, vazgeçirmek, bulandırmak, etkilemek, dönüştürmek, atlatmak, dönmek, geçmek, olmak, sapmak, burkmak, bozulmak, ekşimek, dönüşmek, perende atmak, ters dönmek
- Dönüş devir, deveran
- Sapış, yön değiştirme, yönelme, istikameti çevirme
- Sapak, dönemeç
- Viraj
- Oyun sırası
- Korkutma, ödünü koparma
- Gezme, dolaşma
- Gidip gelme
- Muamele
geçmek
- Bir yerden başka bir yere gitmek
- Bir yandan girip diğer yandan çıkmak.
- Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
- Bir duruma uğramak, konu olmak.
- Bırakmak, vazgeçmek.
- Yaşamak.
- Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak
- Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek
- Bk. göstermek
- Pass into.
geçmek bilmemek
- Drag, wear away, drag behind, linger, wear on.
doldurmak
- Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek
- Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek.
- Ateşli silahların içine mermi sürmek
- Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak
- Yaşını, yılını bitirmek
- Ses, koku yayılıp kaplamak
- Belirli bir süreyi kaplamak, almak
- Canlılık kazandırmak
- Charge.
- Load.