önü sıra gitmek ne demek?
- Önünde yürümek: Bir gün, önüm sıra giden bir genç çocuk, ıslıkla bir şeyler çalmaya başladı. -N. Meriç.
önü sıra
- Önünden, çok uzak olmayan bir aralıkla.
- Zarf.
önü açık giysi
- Wraparound.
sıra
- Nöbet
- Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve "ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde" anlamlarında kullanılan bir söz
- Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi
- Bu biçimdeki topluluğun durumu.
- Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu.
- Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman
- Tahtadan oturak
- Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılmış olan mobilya.
- Düzen.
- Durumunda olan, sıra oluşturan.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
önü sıraönü açık giysiönü alınmakönü beş sütunluönükönül kapan, gönül alan izanönümönümlü açınıkönümü biraz daha kısaltır mısınızönümüzdekiönön yukarıda tutuşön açıön açınıkön adsırasıra bağıntı katsayısısıra bağıntısısıra bağlantılı lambasıra bendesıra dağlarsıra dayağısıra dayağı çekmeksıra dayağı yemeksıra dışısırsır açmaksır çatlağısır çatlamasısır dolu