çekmeceye koymak ne demek?
- Pigeonhole.
çekmece
- Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme
- İçinde mücevher vb. değerli şeyler saklanan küçük, süslü sandık
- Gemilerin barınabilecekleri koy.
- Bkz, denizkulağı.
- Bk. çekmece
- Mobilyada bırakılan boşluk içerisinde kendi kenarları ya da çıtalar üzerinde hareket eden, üstü açık kutu.
- Drawer, pigeonhole.
- Coffer.
- Drawer.
- Schublade
çekmeceli
- Çekmecesi olan.
koymak
- Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak.
- Bırakmak.
- Katmak, eklemek
- İmza, tarih, adres yazmak.
- Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak
- Etkilemek, dokunmak.
- Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak
- Adamdan saymak, varlığını kabul etmek
- Place.