çekme ne demek?
- Doğuma yardım sırasında yavrunun doğum kanalında ilerlemesini kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla yavrunun bacak ve baş gibi kısımlarına uygulanan çekme, asılma işlemi, traksiyon.
- Kolun yada öteki vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendine yaklaştırması.
- Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak.
- Çözünen bir maddenin çözünmeyen bir maddeden bir çözücü yardımıyla alınması.
- Ağacın bünyesindeki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi.
- Parmak veya mızrapla çalınan çalgı.
- İş yaparken giyilen bir tür şalvar.
- Çekilerek giyilen veya kullanılan.
Erkekleri yandan lastikli çekme fotinden başkasını bilmiyorlardı.
R. H. Karay - Düzgün, ölçülü.
- Çekmek işi
- Düzgün biçimli.
- Çekmece
- Bk. acı çekme
- Bk. çevirim
- Bk. çekme
- Throwback.
- Towage.
- Lixiviation; leaching.
- Pull-off.
- Pull-out.
- Shrinking.
- Towaway.
- Towing.
- Pull.
- Drawing.
- Draw.
- Withdrawal.
- Draft.
- Draught.
- Allure.
- Allurement.
- Extraction.
- Shrinkage.
- Bearing.
- Haul.
- Haulage.
- Hitch.
- Hoist.
- Pulling.
- Pluck.
- Soak.
- Traction.
- Drag.
- Endurance.
- Wrench.
- Drawer.
- Till.
- Hauling.
- Sending.
- Photographing.
- Absorbtion.
- Tension.
- Adhesion.
- Extrusion.
- Rolling.
- Solid drawn.
- Sucking.
- Attraction.
- Induced.
- Throttling.
- Aspiration.
- Bleeding.
- Schwinden des Holzes
- Lixiviation; lessivage
- Traction
acı çekme
- Üzüntü ya da büyük bunalım duygusu içinde olma.
- Agony.
çekme ağı
- Göle ve denize bırakıldıktan sonra iki tarafındaki halatlarla kenara çekilen, bir ana torba ile iki uzun koldan oluşan av aracı.
- Seine net.
çekme basgacı
- Çekme işlemini yapan basgaç.
- Drawing press.