koymak ne demek?

  1. Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek

    Öteki elini doktorun omzuna koydu.

    S. F. Abasıyanık
  2. Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak.
  3. Bırakmak.
  4. Katmak, eklemek
  5. İmza, tarih, adres yazmak.
  6. Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak
  7. Etkilemek, dokunmak.
  8. Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak
  9. Adamdan saymak, varlığını kabul etmek

    Anasını durmadan nefes aldırmadan azarlıyor, babasını adam yerine koymuyor, ağzını açarken susturuyordu.

    R. H. Karay

    Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler.

    M. Ş. Esendal
  10. (en)Place.
  11. (en)Plant.
  12. (en)Position.
  13. (en)Rest.
  14. (en)Stick.
  15. (en)Closure.
  16. (en)Dot smb.
  17. (en)Lay down.
  18. (en)Lay on.
  19. (en)Park.
  20. (en)Put down.
  21. (en)Set down.
  22. (en)Sting.
  23. (en)Apply.
  24. (en)Deposit.
  25. (en)Post.
  26. (en)Wrap.
  27. (en)To put.
  28. (en)To place.
  29. (en)To set.
  30. (en)To lay.
  31. (en)To pour.
  32. (en)To impose.
  33. (en)To affect.
  34. (en)To sadden.
  35. (en)To move.
  36. (en)To let go.
  37. (en)To upset.
  38. (en)To bother.
  39. (en)To appropriate.
  40. (en)To set aside.

koyma

  1. Koymak işi.
  2. (en)Putting.
  3. (en)Laying.
  4. (en)Placing.
  5. (en)Position.
  6. (en)Putting in.

koyma akıl

  1. Tecrübe edilmemiş, etkisi kısa süren, o an için ortaya atılmış bir tür nasihat

Türetilmiş Kelimeler (bis)

koymakoyma akılkoyma akıl, akıl olmazkoymaralkoykoy avucuma, koyayım avucunakoy bölgesikoy çıbanıkoy çıbanı kamçılısı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın