kala ne demek?
- Kaldığında
Frankfurt'a gece yarısından sonra ikiye yirmi kala vardık.
A. Haşim - Kale, hisar.
- (Türkçe) Atmaca.
- Güç, zahmetli.
- Buğz, adavet.
- Kumaş. (Osmanlıca'da yazılışı: kâla)
- Kale. Eskiden yapılan büyük merkezlerin ve şehirlerin bulunduğu etrafı duvarlarla çevrili ve düşmanın hücumundan muhafaza edilen yüksek yerlerde inşa edilmiş yapı. (Osmanlıca'da yazılışı: kal'a)
- Persistent data server: a link library providing an engine for applications needing persistence, transactions, crash recovery and rollback, versioning, distribution, and other facilities for which DBMSs are commonly used - /Kala.
- Time.
- FI kala.
kala azar
- Tropik ve uzak doğu bölgelerinde görülen ve Leishmania donovani denen birgözeli, kamçılı bir hayvan araciyle meydana getirilen bir hastalık.
- İç organ layşmanyozisi.
- Kala azar.
- Kala-azar.
- Kala-azar
- Kala-azar
kala ı hakaniyye
- Bk. hakan kaleleri