zerresi bile yok ne demek?
- Not a jot.
not
- Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
- Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
- Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.
- Bk. yazıntı
- Safhaları ve soruşturma aşamalarının kaydedilmesi suretiyle, hem kolluğun yaptığı faaliyetlerin mahkeme safhasında ispatlanmasını hem de aradan uzun zaman geçse bile en ufak ayrıntıların hatırlanmasını sağlayan bir doküman.
- Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.
- Mark, degree.
- Grade.
- Note.
- Mark.
zerresi
- Hiç bulunmamak, tükenmek, yok olmak: Bazen o muammalı hâl tamamen üstünden kalkıyor, zerre kadar eseri kalmıyor. -S. M. Alus.
zerresi kalmadı
- Not a mite left.
bile
- Birlikte.
- Da, de, dahi
- Üstelik.
- Ada. Her tarafı denizle kaplanmış olan kara parçası.
- Hatta.
- Very.
- Even.
- Even if.
- Already.
- Nor yet.
yok
- Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı.
- Yasaklanmış olan şey, yasak.
- Olmayan, bulunmayan şey.
- "Hayır" anlamında kullanılan bir söz.
- Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz.
- Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz
- Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir.
- Keenlemyekün.
- Nitelikleri bakımından başkalarıyla karşılaştırıldığında eksiği olmayan, denk olan.
- Absent.