bile bile ne demek?
- Bilerek, isteyerek, önceden tasarlayarak, düşünülerek, kasten
Bile bile çarpılmak istemem doğrusu.
H. Taner - Çekinmeden.
- Deliberately.
- Intentionally.
- Knowingly.
- On purpose.
- In cold blood.
- Consciously.
- Designedly.
bile bile lades
- Sonucun kötü olacağını bilse bile bir işe girme.
- Kötü bir durumu öyle gerektiği için kabullenmiş görünme, bilerek aldanmış görünme.
bile acid
- Safra asidi
bile
- Birlikte.
- Da, de, dahi
- Üstelik.
- Ada. Her tarafı denizle kaplanmış olan kara parçası.
- Hatta.
- Very.
- Even.
- Even if.
- Already.
- Nor yet.