zar bağlamak ne demek?

  1. (en)Film

film

  1. Sinema makinesiyle gösterilen eser.
  2. Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit.
  3. Sinemacılıkta, bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü.
  4. Makinesiyle gösterilen eser.
  5. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak.
  6. Bk. yaygı
  7. Sinemafilmini gerçekleştirmekte kullanılan, selüloitten, saydam, esnek, bükülebilir, eni ve biçimi ölçünlere göre belirlenmiş kuşak; sinemanın ham özdeği
  8. Bunun, henüz alıcıda kullanılmamış, duyarkatı etkilenmemiş olanı, boşfilm
  9. Aynı kuşağın alıcıda kullanılmış, üzerinde gizli görüntü oluşmuş olanı, dolufilm
  10. (Genel anlamda) Göstericide kullanılmak üzere her şeyi hazır, tamamlanmamış sinema yapıtı. (Filmin siyah-beyaz, renkli, dar, geniş, sesli, sessiz, negatif, pozitif, vb. birçok çeşidi vardır; bunlar kendi maddelerinde ayrı ayrı gösterilmiştir).

zar

  1. İnce perde veya örtü.
  2. İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar ve organ bölümleri, çeper.
  3. Tavla ve başka oyunlarda kullanılan kemik, fil dişi, plastik vb. maddelerden küp olarak yapılan ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı.
  4. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper.
  5. Kadınların örtündükleri çarşaf, car (II).
  6. Titreşerek ses üreten ince metal yaprak.
  7. Anatomide makroskopik ya da mikroskopik boyutlu, az ya da çok farklılaşmış ya da karmaşık yapıda, geniş ve yassı katman biçimli oluşumların genel adıdır.
  8. Sestoplarda, sesyayarda üzerine gelen ses dalgaları ya da elektrik akımına uygun titreşimler yapan parça.
  9. Hücrezarı.
  10. Bir dokuyu saran ince tabaka.

zar zor

  1. Güçtükle, zorla, dara dar; kıt kanaat.

bağlamak

  1. Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak.
  2. Düğümlemek.
  3. Yara ilaç koyup bezle sarmak.
  4. Denk yapmak, paket yapmak.
  5. Oluşmak, tutmak, meydana gelmek
  6. Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek.
  7. Anlaşma yapmak.
  8. Uyulması zorunlu olmak
  9. Ilzâm etmek, borçlandırmak.
  10. (en)Fixate.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

zarzar zorzar almakzar atmazar atma kabızar atmakzar boşlukzar elektrotzar gelmekzar gibizaafzaaf ilezaafa uğramakzaafı surizaarbağlamakbağlamabağlama açınığıbağlama ağızlığıbağlama barınağıbağlama bileziğibağlambağlam değiştirmesibağlam duyarsızbağlam erkesibağlam kaydıbağlabağlaçbağlaç asıntısıbağlaç deyimibağlaç görevi gören kip
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın