yolunu açık etmek ne demek?
- Speed.
yolunu
- Uğruna.
- Road, route, track, path, angle, approach, avenue, channel, cutting, expedient, gateway, handle, itinerary, journey, meatus, tack, outlet, thoroughfare, trail, via, walk, way, wise.
yolunu beklemek
- Gelmesini beklemek.
- İstek ve heyecanla birinin gelmesini arzu etmek.
açık
- Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
- Engelsiz.
- Örtüsüz, çıplak.
- Boş.
- Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal.
- Aralığı çok.
- Çalışır durumda olan
- Kolay anlaşılır, vazıh
- Hiçbir perdeye basılmaksızın tellerin açık bırakıldığı veya tüm tellerin herhangi bir perdeden tek parmakla kapatıldığı durumlarda bile sık kullanılan akorların elde edilebildiği akortlama biçimi.
- Gelirin gideri karşılamaması durumu.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yolunuyolunu beklemekyolunu bilmekyolunu bulmakyolunu değiştirmekyolunu el yordamıyle bulmakyolunu gözlemekyolunu kaybetmekyolunu kaybetmişyolunu kaybettirmekyolun açık olsunyolun kapanmasıyolun karşı tarafınayolun karşısındayolun ortasından giden sürücüaçıkaçık açıkaçık açık söylemekaçık açınıkaçık adaçık adresaçık ağılaçık ağız aç kalmazaçık ağızlıaçık aktarımaçıaçı karşı açıaçı çekimiaçı fonksiyonuaçı freze bıçağı