açık ne demek?
- Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik.
R. N. Güntekin - Engelsiz.
- Örtüsüz, çıplak.
- Boş.
- Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal.
- Aralığı çok.
- Çalışır durumda olan
Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar.
Ö. Seyfettin - Kolay anlaşılır, vazıh
Açık konuşma zamanının artık geldiğine kani idim.
R. N. Güntekin - Hiçbir perdeye basılmaksızın tellerin açık bırakıldığı veya tüm tellerin herhangi bir perdeden tek parmakla kapatıldığı durumlarda bile sık kullanılan akorların elde edilebildiği akortlama biçimi.
- Gelirin gideri karşılamaması durumu.
- Bk. gedik
- 1) sarîh. 2 ) alenî.
- Bk. açılma
On.
Uncovered.
Wide-open.
Visible.
Apparent.
Obvious.
Bare.
Clear.
Unclouded.
Cloudless.
Definite.
Exposed.
Blank.
Aboveground.
Articulate.
Avowed.
Broad.
Candid.
Categorical.
Clean-cut.
Clear-cut.
Confessed.
Crystal.
Decided.
Declared.
Decollete.
Blunt.
Concrete.
Debit.
Demonstrable.
Distinct.
Evident.
Explicit.
Fine.
Forthright.
Graphic.
Intelligible.
Manifest.
Outstretched.
Overt.
Patent.
Picturesque.
Plain.
Shortage.
Shortfall.
Signal.
Specific.
Square.
Transparent.
Unequivocal.
Unreserved.
Deficit.
Vacant.
Weak.
Offing.
Vacancy.
Free.
Exposed to.
Unoccupied.
Deficient.
Frank.
Light.
Indecent.
Obscene.
Saucy.
Frankly.
Closely.
Absolute assignment.
Bald.
Open.
gedik
- Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne.
- Dağ geçidi.
- Boşluk, eksiklik
- Güçlük, güç durum.
- Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer.
- Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz.
- Eksik dişli.
- (gap) Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık
- Osmanlı İmparatorluğunda 1
- Yüzyılın başlarında İstanbul'da mal ve hizmet gereksinimlerinin karşılanmasında oluşan istem-sunum dengesizliğini gidermek amacıyla belirli bir zenaat ya da ticareti yapabilmek için devletçe verilen ayrıcalık ve bu ayrıcalık karşılığında alınan bir tür vergi.
açık açık
- Saklamaksızın.
- Bütün ayrıntılarıyla.
- İçtenlikle.
- Samimi olarak.
Clearly, outspokenly, openly, without mincing matters, in round terms, bluntly, warts and all.
açık açık söylemek
Make no bones of it.