yolculuğa çıkmak ne demek?
- Go on a journey, set forth on a journey.
yolculuğa hazır
- Booted and spurred.
yolculuk
- Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer
- Bu gidiş gelişte geçen süre.
- Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme
- Belli bir başlangıç noktasından varış yerine değin tek bir taşıtla gidilmesini içeren insan devinimi.
- Cruising.
- Itinerary.
- Headway.
- Journey.
- Peregrination.
- Travel.
çıkmak
- İçeriden dışarıya varmak, gitmek
- Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
- Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
- Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
- Süresi dolduğunda ayrılmak.
- Yapılmak, yürümek.
- Yetişecek ölçüde olmak.
- Eksilmek.
- Exit.
- Point.