yoğun çekişme ne demek?
- High contention
high
- Büyük vites
- Rekor, zirve, uçma
- Barometrenin yüksek olduğu bölge
- Argo esrar tesiri altında olma
- Yüksek, ali
- Kendini beğenmiş, azametli
- Yüce, muhteşem
- Mağrur, kibirli
- Tiz, yüksek perdeden
- Kokmuş (et)
yoğun çalışma
- Priming.
yoğun
- Hacmine oranla, ağırlığı çok olan, kesif.
- Koyu, kalın.
- Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.).
- Artmış, çoğalmış bir durumda olan.
- Dolu, sıkı, sıkışık, çok.
- Şişman, iri, tombul
- Kaba, kalın, iri (elek, iğne).
- Özgül ağırlığı yüksek olan.
- Özgül ağırlığı yüksek olan.
- Oylumuna oranla ağırlığı çok olan.
çekişme
- Çekişmek işi
- Ihtilâf, nizâ, münâzaa (bk. anlaşmazlık). ~ li: ihtilâflı, münâzaun fîh, münâzaalı.
- Bickering.
- Quarreling.
- Tug of war.
- Competition.
- Contest.
- Chaffer.
- Cliffhanger.
- Conflict.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yoğun çalışmayoğunyoğun alıştırmayoğun bakımyoğun besiyoğun betonyoğun biçimdeyoğun bilgisayaryoğun cisimcikleryoğun deniz suyuyoğulumyoğulum yaratmayoğyoğalmayoğalmakyoğaltıcıyoğaltılmaçekişmeçekişme halatıçekişmekçekişmeliçekişmeli yargıçekişmeli yarışmaçekişmemekçekişmesizçekişmesiz yargıçekişçekiş ayar kapağıçekiş düzenleyicisiçekiş göstergesiçekiş gücüçekiçeki bozdurmakçeki düzen vermekçeki listesiçeki ne yazmak