çekişmek ne demek?
- İki yönünden karşılıklı çekmek.
- Bir şeyi birbirine karşı çekmek.
- Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek.
- Ağız kavgası etmek
Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun.
P. Safa - Üstün gelmek için karşılıklı çabalamak.
- Contend.
- Contest.
- Dispute.
- Haggle.
- Quarrel.
- Scramble.
- Strive.
- To pull in opposite directions.
- To quarrel.
- To argue.
- To compete.
- To contest.
- To contend.
- Chaffer.
- Conflict.
- Dissent.
- Fall out.
- Higgle.
- Scuffle.
- Wrangle.
çekişme
- Çekişmek işi
- Ihtilâf, nizâ, münâzaa (bk. anlaşmazlık). ~ li: ihtilâflı, münâzaun fîh, münâzaalı.
- Bickering.
- Quarreling.
- Tug of war.
- Competition.
- Contest.
- Chaffer.
- Cliffhanger.
- Conflict.
çekişme halatı
- İki grup arasında çekişerek güç yarışmasına yarayan 15 m. uzunluğunda, 25 - 30 mm. çapında düğümsüz kalın ip.
- Pulling rope.
- Corde à tirer