yele vermek ne demek?
- Savurmak boşuna harcamak.
savurmak
- Havaya atıp dağıtmak, saçmak
- Rüzgâr, şiddetle eserek bir yeri, bir şeyi altüst etmek, havaya kaldırmak, dağıtmak.
- Kaldırıp atmak, fırlatmak
- Şiddetle döndürerek sallamak, kaldırarak vurmak.
- Bir sıvının havalanmasını veya kaynayan sıvının taşmasını önlemek, soğutmak amacıyla alıp yine kendi kabına dökmek.
- Sallamak, uçurmak, dalgalandırmak
- Yalan, küfür vb. söylemek
- Boşuna ve çok miktarda harcamak, israf etmek.
- Rip out.
- Thunder.
yele ve kuyruk distrofisi
- Atlarda kuyruk ve yele kıllarının kısa ve kırılgan olmasıyla belirgin, sebebi bilinmeyen bozukluk.
- Mane and tail dystrophy.
yele yele
- Acele ederek, telaş içinde koşarak.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.