yayvan ağızlı ne demek?
Bell mouthed
bell
- Yaş etmek. Islatmak.
- Çıngırak veya zil takmak
- Böğürmek, bağırmak (geyikb.)
- Çan şekline girmek
- Kösnüme devresinde geyiklerin çıkardlığı ses, böğürme
- Çan, kampana
- Çan şeklinde herhangi bir şey
- Zil, sıngırak
- Gemide saati belirtmek için çanın vuruş sayısı
- Böğürmek, bağırmak (geyik vb.)
yayvan
- Eni boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş
Prolate, splay, splayed.
yayvan yayvan
- Yayarak, sesleri uzatarak.
Zarf.
ağızlı
- Ağzı herhangi bir biçimde olan.
Mouthed.
Stomatous
Stomatic
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yayvanyayvan yayvanyayvancayayvanlaşmayayvanlaşmakyayvanlaştırmayayvanlaştırmakyayvanlıkyayyay aracıyay askısıyay ayarlayay ayarlayıcısıağızlıağızlıkağızlık takmakağızlıkçıağızlıkçılıkağızlıkeğrisiağızlıklıağızlakağızlamaağızlamakağızlandırmaağızlaşmaağızağız açıklığıağız açınığıağız açısıağız açısı atardamarı