yanar durumda tutmak ne demek?

1. Keep in.

keep

1. Tutmak.
2. (dükkan) sahibi olmak, işletmek.
3. Temelli almak, alıkoymak
4. Uymak, kalmak, durmak
5. Kutlamak
6. Saklamak, elde tutmak, muhafaza etmek
7. Bulundurmak, sağlamak, korumak, bakmak, göz kulak olmak.
8. Idame etmek, sürdürmek, devam ettirmek
9. Yedirip içirmek, ücretle maiyetinde tutmak
10. Metres olarak tutmak

yanar

1. Kibrit.
2. Parlayan, parıldayan.
3. Kaplıca.
4. Aralık ve ocak ayı.
5. Broil, burn, burn out, fire, fuse, fuze, glow, go on, be hot, inflame, kindle, light, light up, scorch, smart, sting, swelter, take, toast.

yanar boş film

1. Nitrat tabanlı kullanılmamış film.
2. Nitrate stock, inflammable stock, flammable stock, nitrocellulose stock.
3. Zellhornfilm
4. Pellicule nitrate

durum

1. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
2. Duruş biçimi, konum.
3. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
4. İsim soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
5. Bkz. hal.
6. Bir ayaktopu kümesinde takımların aldıkları sonuçlara göre kazandıkları değerler. Uluslararası kurallara göre kazanan takım iki, yenişemeyen takımlar birer değer alırlar. Yenik takımlar ise değer alamazlar.
7. State.
8. Wheat with hard dark-colored kernels high in gluten and used for bread and pasta; grown especially in southern Russia, North Africa, and northern central North America.
9. Condition.
10. Situation.

tutmak

1. Elde bulundurmak, ele almak
2. Ele geçirmek, yakalamak
3. Avlamak
4. Yanında bulundurmak, alıkoymak.
5. Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek
6. Kaplamak
7. Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak
8. Denetimi ve yetkisi altına almak.
9. Hold up.
10. Get hold of.

Türetilmiş Kelimeler (bis)