tutmak ne demek?

  1. Elde bulundurmak, ele almak

    Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu.

    Ö. Seyfettin
  2. Ele geçirmek, yakalamak

    Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı.

    Ö. Seyfettin
  3. Avlamak

    Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz.

    R. H. Karay
  4. Yanında bulundurmak, alıkoymak.
  5. Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek

    Vahşidir, hiçbir zaman onu kafeste tutmak mümkün değildir.

    S. F. Abasıyanık
  6. Kaplamak

    Tabanı otuz, otuz beş metre kadar tutan bir eşkenar üçgen biçimindedir.

    T. Buğra
  7. Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak

    Şu yağan kar bir tutsun, seyreyle sen ertesi gün çocukları.

    S. F. Abasıyanık
  8. Denetimi ve yetkisi altına almak.
  9. (en)Hold up.
  10. (en)Get hold of.
  11. (en)Seize.
  12. (en)Catch.
  13. (en)Keep.
  14. (en)Take.
  15. (en)Favor.
  16. (en)Favour.
  17. (en)Support.
  18. (en)Stick to.
  19. (en)Affect.
  20. (en)Abide by.
  21. (en)Add up to.
  22. (en)Bespeak.
  23. (en)Bind.
  24. (en)Book.
  25. (en)Charter.
  26. (en)Check.
  27. (en)Choke.
  28. (en)Choke back.
  29. (en)Choke down.
  30. (en)Choke off.
  31. (en)Claw hold of.
  32. (en)Clench.
  33. (en)Clutch.
  34. (en)Cohere.
  35. (en)Come to.
  36. (en)Anchor.
  37. (en)Bite.
  38. (en)Bridle.
  39. (en)Capture.
  40. (en)Contain.
  41. (en)Curb.
  42. (en)Detain.
  43. (en)Grasp.
  44. (en)Hire.
  45. (en)Inhibit.
  46. (en)Repress.
  47. (en)Restrain.
  48. (en)Retain.
  49. (en)Stifle.
  50. (en)To hold.
  51. (en)To stop.
  52. (en)To detain.
  53. (en)To catch.
  54. (en)To seize.
  55. (en)To keep.
  56. (en)To cover.
  57. (en)To take.
  58. (en)To take up.
  59. (en)To occupy.
  60. (en)To hold with sth.
  61. (en)To agree with.
  62. (en)To approve of.
  63. (en)To employ.
  64. (en)To engage.
  65. (en)To keep sb on.
  66. (en)To hire.
  67. (en)To rent.
  68. (en)To make sick.
  69. (en)To amount to.
  70. (en)To total.
  71. (en)To add up to.
  72. (en)Marke etmek.
  73. (en)To retain.
  74. (en)Apprehend.
  75. (en)To come to.
  76. (en)To take hold of.
  77. (en)To grip.
  78. (en)To grab.
  79. (en)To hold back.
  80. (en)To restrain.
  81. (en)To nab.
  82. (en)To arrest sb.
  83. (en)To capture.
  84. (en)To occupy (a position.
  85. (en)To detain sb.
  86. (en)To keep sb / sth.
  87. (en)To maintain sth at a certain level.
  88. (en)To take up (so.
  89. (en)Play, play on.
  90. (en)Guard.
  91. (en)Remand.
  92. (en)Bate.
  93. (en)Be.
  94. (en)Redeem.
  95. (en)Total, tot up.
  96. (en)Hold.

tutma

  1. Destekleme.
  2. Yanaşma.
  3. Markaj.
  4. Tutmak işi.
  5. Herhangi bir vücut bölümünü belli bir duruşta, ölçülü olmak koşuluyla bir süre devinimsiz bırakma.
  6. Bir resmi, kendinden önceki ya da sonraki resmin durumuna tıpatıp uygun duruma yerleştirme.
  7. Karşı takımın bir oyuncusunun kımıldamasına engel olacak şekilde, bedenle yapılan abanma hareketi.
  8. (en)Catchment.
  9. (en)Registration.
  10. (en)Redemption.

tutma akımı

  1. (en)Holding current

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tutmatutma akımıtutma aletitutma anodututma deneyituttut kelin perçemindentut tuttutacaktutaç
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın