yıkılmak ne demek?
- Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak.
- Herhangi bir sebeple çökmek, göçmek.
- Devrilmek, yığılmak
... yüzükoyun yıkılıp kalmış bir kadın, kaçışan hizmetçiler...
Y. K. Karaosmanoğlu - İstenmeyen biri çekilip gitmek, defolmak.
- Yok olmak, mahvolmak.
- Yüklenmek
Bütün işler onun üstüne yıkılmıştı.
R. N. Güntekin Break down.
Cave.
Cave in.
Collapse.
Come down.
Crack up.
Crumble.
Drop down.
Fall.
Fall down.
Fall over.
Fall to pieces.
Founder.
Go to pieces.
Go to ruin.
Shipwreck.
Tumble.
Tumble down.
Wither away.
To collapse.
To become decrepit.
To scram.
To be demolished.
To be wrecked.
To be destroyed.
To be ruined.
To fall down.
To come down.
To give way.
To crumble.
To clear out.
Come to the ground.
Decay.
Fall about one's ears.
Fall in.
To go to ruin.
Wrack and ruin.
To go to wreck and ruin.
yıkılmak üzere
Ramshackle.
yıkılma
- Yıkılmak işi
- Bir bileşiğin kendisini oluşturan daha basit parçalara ayrılması, fiziksel veya histolojik olarak dejenerasyona uğrama, degradasyon, parçalanma.
Collapse.
Demolition.
Downfall.
Fall.
Ruin.
Ruination.
Smash up.
Subversion.