yıkılmaya yüz tutmuş ne demek?
- Dilapidated.
yıkılma
- Yıkılmak işi
- Bir bileşiğin kendisini oluşturan daha basit parçalara ayrılması, fiziksel veya histolojik olarak dejenerasyona uğrama, degradasyon, parçalanma.
- Collapse.
- Demolition.
- Downfall.
- Fall.
- Ruin.
- Ruination.
- Smash up.
- Subversion.
yıkılmak
- Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak.
- Herhangi bir sebeple çökmek, göçmek.
- Devrilmek, yığılmak
- İstenmeyen biri çekilip gitmek, defolmak.
- Yok olmak, mahvolmak.
- Yüklenmek
- Break down.
- Cave.
- Cave in.
- Collapse.
yüz
- Yüzey, satıh.
- Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat
- Kere, kat vb. kelimeler ile birlikte kullanılarak yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatan söz
- Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 100, C rakamlarının adı.
- Bir şeyin görünen bölümünde kullanılan kumaş.
- On kere on, doksan dokuzdan bir artık.
- Kesici araçlarda keskin kenar.
- Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü.
- Yorgana ve yastığa geçirilen kılıf.