yıkı ne demek?
- Harabe
Hazine boş, millet yoksul, ülke bir yıkılar yığını idi.
F. R. Atay
harabe
- Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
- Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
- Bk. ören
- İnce kemikli, genç ve güzel kadın. (Osmanlıca'da yazılışı: har'abe)
- Harab yer. Şehir veya ev yıkıntısı. Perişan yerler.
- Derelict.
- Ruin.
- Wreck.
- Wrack.
- Desolation.
yıkıcı
- Yıkmacı
- Bir şeyin zarar görmesine, bozulmasına, yok olmasına, ortadan kalkmasına yol açan, tahripkâr
- Sledgehammer.
- Subversive.
- Destroyer.
- Knacker.
- Knacker yıkmacı.
- Demolisher.
- Junkdealer.
- Destructive.
yıkıcı büyü
- Kötü hava, kıtlık, mutsuzluk, başkaldırma ve ölüm gibi oluşumları sağlamak amacıyla uygulanan büyü türü. bk. büyü. krş. ak büyü, kara büyü.
- Destructive magic.
- Magie destructive