yüzünü buruşturmak ne demek?
- Yüzüne öfke ve hoşnutsuzluk gösteren bir biçim vermek: Yüzünü buruşturuyor Fuat, ukalalığından sıyrılıyor, üzüldüğü belli. -A. Ümit. Ağır işler görüp de güler yüzünü ekşitmemeyi ve kimseyi incitmeden yaşamayı analar bu adamlara öğretmeli idiler. -M. Ş. Esendal.
Grimace, make a grimace, make grimaces, mop.
yüzünü ağartmak
- Beğenilir iş yapmak, iş ve davranışlarıyla yakınlarının övünmesine sebep olmak: Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür. -E. C. Güney.
Be creditable to smb.
yüzünü çevirmek
Avert one's face.
buruşturmak
- Buruşuk duruma getirmek
Crease.
Wrinkle.
Wrinkle up.
Crumple.
Crumple up.
Corrugate.
Ruffle.
Cockle.
Crinkle.