buruşturmak ne demek?

  1. Buruşuk duruma getirmek

    Ebe hanım iğrenmiş gibi yüzünü buruşturdu.

    M. Ş. Esendal
  2. (en)Crease.
  3. (en)Wrinkle.
  4. (en)Wrinkle up.
  5. (en)Crumple.
  6. (en)Crumple up.
  7. (en)Corrugate.
  8. (en)Ruffle.
  9. (en)Cockle.
  10. (en)Crinkle.
  11. (en)Muss.
  12. (en)Pucker.
  13. (en)Pucker up.
  14. (en)Ruck.
  15. (en)Ruck up.
  16. (en)Ruckle.
  17. (en)Rumple.
  18. (en)Shrivel.
  19. (en)Shrivel up.
  20. (en)To crample.
  21. (en)To wrinkle.
  22. (en)To ruffle.
  23. (en)To pucker.
  24. (en)To contort.
  25. (en)Crush.
  26. (en)Line.
  27. (en)Screw.

buruşuk

  1. Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan.
  2. Buruşmaya uğramış olan.
  3. (en)Wizened.
  4. (en)Crinkly.
  5. (en)Wrinkled.
  6. (en)Crumpled.
  7. (en)Puckered.
  8. (en)Ruffled.
  9. (en)Crease.
  10. (en)Crinkle.

buruşturma

  1. Buruşturmak işi.
  2. (en)Corrugation.
  3. (en)Crush.

buruşturmamak

  1. (en)(neg. form of buruşturmak) crease, wrinkle, wrinkle up, crumple, crumple up, corrugate, ruffle, cockle, crinkle, muss, pucker, pucker up, ruck, ruck up, ruckle, rumple, shrivel, shrivel up.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

buruşturmaburuşturmamakburuşturburuşturulmuş kağıtburuşburuş buruşburuş buruşburuşabilirburuşma
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın