yüksek öncelik ne demek?
- High priority
high
- Büyük vites
- Rekor, zirve, uçma
- Barometrenin yüksek olduğu bölge
- Argo esrar tesiri altında olma
- Yüksek, ali
- Kendini beğenmiş, azametli
- Yüce, muhteşem
- Mağrur, kibirli
- Tiz, yüksek perdeden
- Kokmuş (et)
yüksek önem
- High importance
yüksek ögrenim
- [yüksek öğrenim] advanced studies.
öncelik
- Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, evleviyet, takaddüm.
- Önemli bir filmin, birinci sınıf bir ya da birkaç sinemada ilk olarak oynatılması; böylelikle bir sinemaya ya da sinema topluluğuna, iyi filmlerin işletilmesi için geçici bir tekel sağlanması, aynı süre içinde komşu sinemaların ve izleyicilerin bu filmden yoksun kalması biçiminde uygulanan yöntem.
- Exclusivity, barring, first release.
- Priority.
- Precedence.
- Preference.
- Primacy.
- Antecedence.
- Get up.
- Initiative.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yüksek önemyüksek ögrenimyüksek öğrenimyüksek öğretimyüksek öğretmen okuluyüksekyüksek açınıkyüksek alan kaymasıyüksek alaşım çeliğiyüksek anlıksal süreçleryüksek arazi vaşağıyüksek ateşyüksek ateşim var.yüksek atlamayüksek atlama sırığıyükseğe atmakyükseğe pompalamakyükseğine gitmekyükyük kütle oranıyük akımıyük aktarım dedektörleri, CTDyük aktarımıönceliköncelik düzeyiöncelik fiileriöncelik hakkıöncelik hakkı isteme süresiöncelik hakkı iyesiöncelik hakkının düşmesiöncelik hakkının kullanılmasıöncelik islemiöncelik kesintisiönceliği olmakönceliğini almaköncelöncel belirlemeöncel düzenöncel tutumöncel yarma koyak