vicdan azabı vermek ne demek?
- Prick
prick
- Iğne batırmak, diken batırmak, delmek, vicdanını sızlatmak, listede işaretlemek, dikmek (bitki), vurmak (silahla), yaralamak
- Iğneleme, iğnelenme
- Sivri uçlu alet
- Diken
- B.D., (argo) penis
- Diken batması gibi ağrı
- Iğne delmesi, diken batması
- (eski) üvendire
- Hafifçe delmek, iğne veya diken sokmak
- Mahmuzla dürtmek
vicdan azabı çeken
- Conscience-stricken, remorseful.
vicdan azabı çekmek
- Istenilmeden veya bilinçsizce yapılan kötü bir işten dolayı üzülmek, pişmanlık duymak.
azab
- Dünyada işlenen suç ve kabahate karşılık olarak ahirette çekilecek ceza.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.