vesile olmak ne demek?
- Uygun ortam oluşmak
Evinde bazen namaz kılar ancak bir vesile olursa camiye giderdi.
A. Ş. Hisar - Bir şeyin gerçekleşmesine yol açmak, sebep olmak.
- Tend
uygun
- Yakışır, yaraşır, uz, mutabık, mütenasip
- Orantılı, oranlı
- Avantajlı
- Elverişli, yarar, müsait, muvafık.
- Yararlı.
- Ucuz, ekonomik
- Suitable.
- Agreeable.
- Conformable.
- Appropriate.
vesile
- Sebep, bahane
- Elverişli durum, fırsat
- Paye, rütbe, muhabbet ve yakınlık.
- Handle.
- Means.
- Purchase.
- Matter.
- Occasion.
- Pretext.
- Cause.
vesic
- Hızlı yürüyen deve.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.